alpagut.org sitesinin yapım ve tüm yayın masrafları 2005 yılından bu yana Mustafa SUNA(DALLI MUSTAFA) tarafından karşılanmaktadır. alpagut.org adı Mustafa SUNA adına tescillidir..>
Uzun seferberlik yıllarında, bütün Anadolu köyleri gibi Alpagut da yetişkin erkeklerini cephelere gönderir. Bir çokları şehit olur. On, on altı yıl cephelerde kalanlar vardır. Rahmetli dedemin (Isbâ), altı yıl mektubu gelmemiş, sekizinci yılında izne gelmiş, on iki yıl sonra cepheden dönmüştü. Alpagut ilk okulu, tarih derslerinde, İstiklal Savaşı gâzileri, İstiklal Savaşı konuları işlenirken, yıllarca canlı tanık olarak dinlenmişlerdir. Kuşaklar; yıllarca, büyüklerinin anlattığı savaş hatıralarıyla büyümüşlerdir. Alpagut gençleri cephelerde savaşırken; köyde kalan kadın, ihtiyar ve çocuklar da savaş şartlarından nasiplerini almışlardır. Kurtuluş savaşı ile ilgili yazdığım bilgileri; şu anda doksan iki, o yılarda on yaşları civarında olan, olayları bizzat yaşayan, eşimin dedesi İsmail UYGUN´dan (Eyüp Dede) dinledim. O yıllarda, dedemle nişanlı olan rahmetli anneannemin anlattıklarından da faydalandım. Savaş sırasında gençlerini cepheye gönderen Alpagut´luların geride kalanları, çift, çubuk ve üretmekle meşguldürler. Savaş şartlarının oluşturduğu otorite boşluğunda ortaya çıkan çete grupları , sık,sık köylere basar, talan eder olmuşlardır. Karaoğlan köyü civarında üst kuran İpsiz Recep ve adamları, sık, sık köy basmakta; arı kovanlarını talan etmekte, kadınların altınlarını, sandıklardaki çeyizlerini almaktadırlar. İstedikleri parayı vermeyen evleri yıkmaktadırlar. Bu ara, Yunan Kuvvetleri, İzmir´den itibaren başlattıkları işgali sürdürmektedirler. Eskişehir de işgal edilmiştir. Yunanlılar, Atalan Tekke (Yayla) ve Tekeciler Köyü civarına kuvvet yerleştirmişlerdir. 1919 yılında, yine bir gün, İpsiz Recep ve adamları köyü basarlar. İstedikleri altı kâimeyi veremeyen köyün erkeklerini Kıraç Câmiine doldurup; dolu gaz yağı tenekelerini caminin etrafına yerleştirirler. Para tamamlanmazsa; erkekler yakılacaktır. Köyün zenginlerinden, Koca Alilerin Hüseyin Ağa bulunur,dört kaimesi vardır. İpsiz Recep kabul etmez. O ara, olaydan haberdâr olan; Urşanlar´ın (Rûşenoğulları) Hacı Yusuf Ağa, hışımla gelerek, altı kaimeyi kuşağından çıkarır ve İpsiz Recep´i : “Ye de,doy!” diyerek azarlar, câmide tutulanların salınmasını sağlar. Sık, sık köylüler yine çetelerce taciz edilir, su dolaplarını kullanmaları engellenir. Söğüt´e giden yolu kullanamazlar. 1920 yılında, Eskişehir Yunan işgali altındadır. Halil İbrahim´lerin (Halibram Üsen) odada toplanan köylüler, Aliagaların Mustafa Çavuş başkanlığında bir heyeti, Muttalip´teki Yunan karargahına gönderirler. Daha sonraları, çetelerin Sakarya Irmağını geçmek için kullandıkları tahta köprüler, Tekeciler köyün´deki Yunan topçuları tarafından yıkılır. 1920 yılında, bir Yunan bölüğü, Yayla´an inerek; Demirciler Köyünü işgal eder, yoluna devamla, gelerek, Köy Yeri mevkiinde mola verir.Alpagutluların, o anda, köylerini savunmaya ne silahları, ne de insan güçleri vardır.Köye zayiat vermesini engellemek için; köyün manevi lideri Âmatların Hoca (Hacı Hasan Efendi) ve Aliaga Mustafa Çavuş başkanlığındaki köyün ileri gelenleri, Köy Yeri mevkiinde, Yunan komutanı ile görüşerek; bir sözleşme yaparlar. Bu anlaşma gereği, Yunan kuvveti, komutanları başında olduğu halde, Yukarı Yolu takiben, hiç köyün içine girmeden yollarına devam ederler ve Usta Mehmet Pınarı mevkiinde mola verirler. Bu geçiş sırasında, tuvalete oturmak için bile duraksayan yunan askerleri komutanları tarafından kırbaçlanır. Yunanlılar, köyde bir geri karakol bırakırlar. Askerleri, kıraç Camiinde kalır.köyde iki yıl kalırlar. 1922 yılında, Yunan kuvvetlerinin çekilmesiyle köyü terk ederler. Bu ara, çetelerle küçük çaplı çatışmalar devam eder. “sekiler” mevkisinde mevziler oluşturulmuştur, nöbet tutulur. 1922 yılında , Karaoğlan köyünde çobanlık yapan ve Alpagutlu olan Mustafa Efendinin araya girmesiyle çetelerle anlaşma yapılır ve çatışmalar biter. (Yukarıda özetlediğim olayları, Eskişehir Savaşları da dahil ,dokuz- on yaşlarında, çocuk gözüyle izleyen , şu anda, köyün (belde) en yaşlısı, İsmail UYGUN (Eyüp Dede), torunu, eşim olması sebebiyle, evimde misafir olduğu zamanlarda, ayrıntılarıyla, isim, isim, defalarca, saatlerce anlattı; ancak, bu ayrıntılara girmeye çalışmamızın içeriği ve özelliği uygun değildir.) Mustafa SUNA