alpagut.org sitesinin yapım ve tüm yayın masrafları 2005 yılından bu yana Mustafa SUNA(DALLI MUSTAFA) tarafından karşılanmaktadır. alpagut.org adı Mustafa SUNA adına tescillidir..>
MEVLİT TÖRENLERİ: Türklerin, acı ve tatlı olayları paylaşmak amacıyla ; gerek yemekli, gerekse yemeksiz tertipledikleri çoğu cemiyetlerde Mevlit okunmasının gelenek haline geldiği bilinen bir gerçektir. Düğün, sünnet düğünü, asker uğurlama, hacı uğurlama, yağmur duası vb. benzer törenlerde, mevlit, genelde törenin ana unsurudur. Bizim burada ele alacağımız; “Mevlit” adı altında düzenlenen törenler olacaktır; ki, başlıcaları şunlardır: a) Mevlit Kandilleri: Kandil gecelerinde; Câmilerde icra edilir. Kandil gecesi; elektriğin olmadığı dönemlerde, minare şerefelerine kandiller asılırdı. Ramazan kandillerine ilaveten, gaz yağlı lükslerin de asıldığı olmuştur. Minareye lüks asma, kandil gecelerine has bir uygulamaydı. Mevlit okunmaya başladığında, bu lüks, minareden alınıp; cami aydınlatmasında kullanılırdı. Mevlit okunmaya başlanmazdan önce, mevlit salâsı verilir; câmiye gelen erkekler, bakkaldan aldıkları; bir, ya da yarım kilogramlık şekerlerini câmiye getirirler ,bu şekerler birbirine karıştırılır ve câmiye gelenlere birer bardak dağıtılırdı. Çocuklar için kandilleri anlamlı kılan, câmiye bağlayan, işte bu dağıtılan şekerlerdi. Artan şekerler, tekrar bakkallara geriye satılır ve parası câmilerin ihtiyaçları için kullanılırdı. Günümüzde daha çok ambalajlı şekerler; veya çikolata çeşitleri kullanılmakta, genelde bedeli hayır sahiplerince karşılanmaktadır. Câmiye büyüklerin şeker getirmesi geleneği zamanla terkedilmiştir. Televizyonun olmadığı dönemlerde; kahvehaneler kapatılır, herkes câmiye gelirdi. Günümüzde, kahvehaneler açık olmakla beraber; yine büyük bir çoğunluk câmiye gelmekte, geriye kalanlar, televizyonlarda yayınlanan mevlitleri dinlemeyi tercih etmektedirler. b) Cenaze Mevlitleri: Dini bir vecîbe olmamakla beraber; ölen kimseler için mevlit okutma geleneği, zamanla vecîbe olarak algılanmış ve olmazsa olmaz haline gelmiştir. Günümüzde; Din Eğitiminin yaygınlaşmasıyla, zayıflamakla beraber; ölenleri için Mevlit okutmayanların azap içinde olacakları inancı halen yaygındır. Maddi imkanların kıt olduğu dönemlerde; cenaze sahiplerince cenaze namazına katılanlar tespit edilir; ancak o kişiler cenaze mevlidine davet edilirdi. Mevlit yemeği; belirlenen bir zamanda, cenaze evinde verilir; davetlilerin mevcuduna göre, komşuların evleri de kullanılır ve Mevlit, cenaze evinde okunurdu. Bu uygulama, akşam namazından sonra yapılırdı. Günümüzde; tüm Belde Sakinleri Mevlit yemeğine davet edilmekte ve bu davet Belediye Anons Sistemiyle yapılmaktadır. Yemekler, uygun bir yerde pişirilip; Belediye Yemekhanesinde, akşam vakti verilmekte; Mevlit ise; Kıraç Camiinde, yine akşam namazını takiben, yatsı namazına yetişecek şekilde okunmaktadır. Son zamanlarda, yaygın olmasa da, cenazenin; “kırkı”, “elli ikisi”, “yıl dönümü “ gibi sebeplerle, yemekli Mevlit töreni düzenlenebilmektedir. c) Kadınlar,”Cuma Hocası” Mevlidi: Belki de, yalnızca Alpagut´a has, örneği bulunmayan bir uygulamadır. Ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kadınlar arasında ; “Cuma Hocası” olarak bilinir. Her Cuma günü aksatılmadan uygulanır. Uzun yıllar, “Lafçıların Hacı Ebe” diye bilinen; Rahmetli Satife Lafçı´nın himayesi altında uygulanmış; ölümünden sonra bir müddet daha aile efradı uygulamayı devam ettirmişlerdir. Bu törene yalnızca Alpagut kadınları değil; Karaoğlan, Demirciler gibi civar köylerin kadınları da; gerek yaya, gerekse binek hayvanlarıyla gelip katılıyorlardı . Günümüzde bu katılım mevcut değildir. Bu mevlit töreninde, yemek olmayıp; hayır yapmak isteyen kadınlarca, gofret, bisküvi gibi gıda maddeleri dağıtılmaktadır. Günümüzde; sıraya konulup; o haftaki hayır sahibi, veya tercih eden bir şahsın evinde icra edilmektedir. İcrası şöyledir: Önce, “İstiğfar Duası “ yapılır. Sırasıyla; “Yasin”, “Mülk” ve “Nebe” sureleri okunup, Mevlide geçilir. Bitiminde duası yapılır ve davetlilere ikramlar dağıtılır. Mustafa SUNA Sarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni./ESK. BAŞA DÖN
MEVLİT TÖRENLERİ: Türklerin, acı ve tatlı olayları paylaşmak amacıyla ; gerek yemekli, gerekse yemeksiz tertipledikleri çoğu cemiyetlerde Mevlit okunmasının gelenek haline geldiği bilinen bir gerçektir. Düğün, sünnet düğünü, asker uğurlama, hacı uğurlama, yağmur duası vb. benzer törenlerde, mevlit, genelde törenin ana unsurudur. Bizim burada ele alacağımız; “Mevlit” adı altında düzenlenen törenler olacaktır; ki, başlıcaları şunlardır: a) Mevlit Kandilleri: Kandil gecelerinde; Câmilerde icra edilir. Kandil gecesi; elektriğin olmadığı dönemlerde, minare şerefelerine kandiller asılırdı. Ramazan kandillerine ilaveten, gaz yağlı lükslerin de asıldığı olmuştur. Minareye lüks asma, kandil gecelerine has bir uygulamaydı. Mevlit okunmaya başladığında, bu lüks, minareden alınıp; cami aydınlatmasında kullanılırdı. Mevlit okunmaya başlanmazdan önce, mevlit salâsı verilir; câmiye gelen erkekler, bakkaldan aldıkları; bir, ya da yarım kilogramlık şekerlerini câmiye getirirler ,bu şekerler birbirine karıştırılır ve câmiye gelenlere birer bardak dağıtılırdı. Çocuklar için kandilleri anlamlı kılan, câmiye bağlayan, işte bu dağıtılan şekerlerdi. Artan şekerler, tekrar bakkallara geriye satılır ve parası câmilerin ihtiyaçları için kullanılırdı. Günümüzde daha çok ambalajlı şekerler; veya çikolata çeşitleri kullanılmakta, genelde bedeli hayır sahiplerince karşılanmaktadır. Câmiye büyüklerin şeker getirmesi geleneği zamanla terkedilmiştir. Televizyonun olmadığı dönemlerde; kahvehaneler kapatılır, herkes câmiye gelirdi. Günümüzde, kahvehaneler açık olmakla beraber; yine büyük bir çoğunluk câmiye gelmekte, geriye kalanlar, televizyonlarda yayınlanan mevlitleri dinlemeyi tercih etmektedirler. b) Cenaze Mevlitleri: Dini bir vecîbe olmamakla beraber; ölen kimseler için mevlit okutma geleneği, zamanla vecîbe olarak algılanmış ve olmazsa olmaz haline gelmiştir. Günümüzde; Din Eğitiminin yaygınlaşmasıyla, zayıflamakla beraber; ölenleri için Mevlit okutmayanların azap içinde olacakları inancı halen yaygındır. Maddi imkanların kıt olduğu dönemlerde; cenaze sahiplerince cenaze namazına katılanlar tespit edilir; ancak o kişiler cenaze mevlidine davet edilirdi. Mevlit yemeği; belirlenen bir zamanda, cenaze evinde verilir; davetlilerin mevcuduna göre, komşuların evleri de kullanılır ve Mevlit, cenaze evinde okunurdu. Bu uygulama, akşam namazından sonra yapılırdı. Günümüzde; tüm Belde Sakinleri Mevlit yemeğine davet edilmekte ve bu davet Belediye Anons Sistemiyle yapılmaktadır. Yemekler, uygun bir yerde pişirilip; Belediye Yemekhanesinde, akşam vakti verilmekte; Mevlit ise; Kıraç Camiinde, yine akşam namazını takiben, yatsı namazına yetişecek şekilde okunmaktadır. Son zamanlarda, yaygın olmasa da, cenazenin; “kırkı”, “elli ikisi”, “yıl dönümü “ gibi sebeplerle, yemekli Mevlit töreni düzenlenebilmektedir. c) Kadınlar,”Cuma Hocası” Mevlidi: Belki de, yalnızca Alpagut´a has, örneği bulunmayan bir uygulamadır. Ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kadınlar arasında ; “Cuma Hocası” olarak bilinir. Her Cuma günü aksatılmadan uygulanır. Uzun yıllar, “Lafçıların Hacı Ebe” diye bilinen; Rahmetli Satife Lafçı´nın himayesi altında uygulanmış; ölümünden sonra bir müddet daha aile efradı uygulamayı devam ettirmişlerdir. Bu törene yalnızca Alpagut kadınları değil; Karaoğlan, Demirciler gibi civar köylerin kadınları da; gerek yaya, gerekse binek hayvanlarıyla gelip katılıyorlardı . Günümüzde bu katılım mevcut değildir. Bu mevlit töreninde, yemek olmayıp; hayır yapmak isteyen kadınlarca, gofret, bisküvi gibi gıda maddeleri dağıtılmaktadır. Günümüzde; sıraya konulup; o haftaki hayır sahibi, veya tercih eden bir şahsın evinde icra edilmektedir. İcrası şöyledir: Önce, “İstiğfar Duası “ yapılır. Sırasıyla; “Yasin”, “Mülk” ve “Nebe” sureleri okunup, Mevlide geçilir. Bitiminde duası yapılır ve davetlilere ikramlar dağıtılır. Mustafa SUNA Sarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni./ESK.
MEVLİT TÖRENLERİ:
Türklerin, acı ve tatlı olayları paylaşmak amacıyla ; gerek yemekli, gerekse yemeksiz tertipledikleri çoğu cemiyetlerde Mevlit okunmasının gelenek haline geldiği bilinen bir gerçektir.
Düğün, sünnet düğünü, asker uğurlama, hacı uğurlama, yağmur duası vb. benzer törenlerde, mevlit, genelde törenin ana unsurudur.
Bizim burada ele alacağımız; “Mevlit” adı altında düzenlenen törenler olacaktır; ki, başlıcaları şunlardır:
a) Mevlit Kandilleri:
Kandil gecelerinde; Câmilerde icra edilir.
Kandil gecesi; elektriğin olmadığı dönemlerde, minare şerefelerine kandiller asılırdı. Ramazan kandillerine ilaveten, gaz yağlı lükslerin de asıldığı olmuştur. Minareye lüks asma, kandil gecelerine has bir uygulamaydı. Mevlit okunmaya başladığında, bu lüks, minareden alınıp; cami aydınlatmasında kullanılırdı.
Mevlit okunmaya başlanmazdan önce, mevlit salâsı verilir; câmiye gelen erkekler, bakkaldan aldıkları; bir, ya da yarım kilogramlık şekerlerini câmiye getirirler ,bu şekerler birbirine karıştırılır ve câmiye gelenlere birer bardak dağıtılırdı. Çocuklar için kandilleri anlamlı kılan, câmiye bağlayan, işte bu dağıtılan şekerlerdi. Artan şekerler, tekrar bakkallara geriye satılır ve parası câmilerin ihtiyaçları için kullanılırdı.
Günümüzde daha çok ambalajlı şekerler; veya çikolata çeşitleri kullanılmakta, genelde bedeli hayır sahiplerince karşılanmaktadır. Câmiye büyüklerin şeker getirmesi geleneği zamanla terkedilmiştir.
Televizyonun olmadığı dönemlerde; kahvehaneler kapatılır, herkes câmiye gelirdi. Günümüzde, kahvehaneler açık olmakla beraber; yine büyük bir çoğunluk câmiye gelmekte, geriye kalanlar, televizyonlarda yayınlanan mevlitleri dinlemeyi tercih etmektedirler.
b) Cenaze Mevlitleri:
Dini bir vecîbe olmamakla beraber; ölen kimseler için mevlit okutma geleneği, zamanla vecîbe olarak algılanmış ve olmazsa olmaz haline gelmiştir. Günümüzde; Din Eğitiminin yaygınlaşmasıyla, zayıflamakla beraber; ölenleri için Mevlit okutmayanların azap içinde olacakları inancı halen yaygındır.
Maddi imkanların kıt olduğu dönemlerde; cenaze sahiplerince cenaze namazına katılanlar tespit edilir; ancak o kişiler cenaze mevlidine davet edilirdi.
Mevlit yemeği; belirlenen bir zamanda, cenaze evinde verilir; davetlilerin mevcuduna göre, komşuların evleri de kullanılır ve Mevlit, cenaze evinde okunurdu. Bu uygulama, akşam namazından sonra yapılırdı.
Günümüzde; tüm Belde Sakinleri Mevlit yemeğine davet edilmekte ve bu davet Belediye Anons Sistemiyle yapılmaktadır.
Yemekler, uygun bir yerde pişirilip; Belediye Yemekhanesinde, akşam vakti verilmekte; Mevlit ise; Kıraç Camiinde, yine akşam namazını takiben, yatsı namazına yetişecek şekilde okunmaktadır.
Son zamanlarda, yaygın olmasa da, cenazenin; “kırkı”, “elli ikisi”, “yıl dönümü “ gibi sebeplerle, yemekli Mevlit töreni düzenlenebilmektedir.
c) Kadınlar,”Cuma Hocası” Mevlidi:
Belki de, yalnızca Alpagut´a has, örneği bulunmayan bir uygulamadır. Ne zaman başladığı bilinmemektedir. Kadınlar arasında ; “Cuma Hocası” olarak bilinir. Her Cuma günü aksatılmadan uygulanır.
Uzun yıllar, “Lafçıların Hacı Ebe” diye bilinen; Rahmetli Satife Lafçı´nın himayesi altında uygulanmış; ölümünden sonra bir müddet daha aile efradı uygulamayı devam ettirmişlerdir.
Bu törene yalnızca Alpagut kadınları değil; Karaoğlan, Demirciler gibi civar köylerin kadınları da; gerek yaya, gerekse binek hayvanlarıyla gelip katılıyorlardı . Günümüzde bu katılım mevcut değildir.
Bu mevlit töreninde, yemek olmayıp; hayır yapmak isteyen kadınlarca, gofret, bisküvi gibi gıda maddeleri dağıtılmaktadır.
Günümüzde; sıraya konulup; o haftaki hayır sahibi, veya tercih eden bir şahsın evinde icra edilmektedir.
İcrası şöyledir: Önce, “İstiğfar Duası “ yapılır. Sırasıyla; “Yasin”, “Mülk” ve “Nebe” sureleri okunup, Mevlide geçilir. Bitiminde duası yapılır ve davetlilere ikramlar dağıtılır.