alpagut.org sitesinin yapım ve tüm yayın masrafları 2005 yılından bu yana Mustafa SUNA(DALLI MUSTAFA) tarafından karşılanmaktadır. alpagut.org adı Mustafa SUNA adına tescillidir..>
FARELERİN TUZAK ANLAYIŞLARI: Rabbímizin yarattığı, doğal dengenin ana unsurlarından, çok üreyen; o kadar da düşmanı çok olan bir hayvan. Hiç de sevimli gelmezler insanlara. Adı, lağımla anılır, veba hastalığıyla özdeşleşmişlerdir. Ev fareleri duvarları, tarla fareleri tarlaları, delik deşik ederler. Çok küçük deliklerden rahatlıkla geçerler, düz sayılabilecek yüzeylere bile kolayca tırmanabilirler. Sonuçta onlar, yaratan tarafından öğretilen programı uygularlar.Tarlalarda; toprağın altındaki mikro organizmaların ihtiyacı olan oksijenin ulaşması, lağımlarda tıkanan bölümlerin açılıp; atık suların, rahatça, insanlara problem olmadan akması görevini üstlenmişlerdir. Düşmanlarından, bazen çok iyi ölü numarası yaparak kurtulmayı başarırlar. Kent çocukları, fareyi, yalnızca çizgi filmlerde görmüşlerdir her halde!! Walt DİSNEY in, “Miki Fare”sini hatırlamayan yoktur; Walt DİSNEY; işsiz kalan, bir işe yaramayan, ressam kuruntusuyla düşünürken; karşısındaki duvar deliğinden çıkan farenin hareketlerini, ressam refleksiyle çizmeye başlamış, beyninde şimşekler çakmış, geliştirdiği fere figürleriyle çocukların kalbine girmiş ve tüm dünyada meşhur olmuştur. Hayatımızın tüm alanlarında gerekli olan bilgisayarlarımızın da ana parçalarından biri olmuştur fare. Evlerde depolarda zarar veren fareler için kapanlar kurulur, zehirli yemler konur. Çok ilginçtir ki; eğer yem büyük ve mesafe kısa ise yeme dokunmazlar. Yem küçük mesafe büyükse o yemi yerler. Onların dilinde, yemin büyük, mesafenin kısa olması, tuzak demektir, tehlike demektir. Fare demektedir ki: “Ey insan oğlu!! Önüne konan yem büyük, mesafe kısa ise; bil ki senin için tuzaktır, uzak dur! Yakalanırsın, yem olursun, yok olursun.” Kadın, para, lüks hayat, makam, şöhret nice insanların hayatını karartmıştır. Değerlileri, değersiz hale getirmiştir. Kazanılan başarıları yok etmiştir. Nice insanlar, yukarıdaki büyük yemlerle ele geçirilmiş; genç kızlar, gençliğinden olmuş, devlet başkanları, liderler koltuklarından edilmiştir. Değişik güçler, çıkarlarına, başarılarına, planlarına engel gördükleri şahıslar için kullana gelmişlerdir; yemi büyük- mesafeyi kısa tutma numarasını. Bu numarayı yutanlar, her halde farelerden ders almamış olsa gerek...! Bir soru daha; Fareler, yumurtayı kırmadan nasıl taşır? Çok kolay; biri yumurtayı kucağına alır, yumurta üstte, alta yatar; diğer bir fare de, kuyruğundan sürükleyerek götürürler. Böylece yumurtayı kırmadan yavrularının yanına taşımış olurlar. Haydi çözün bakalım! Fareler ne demek istediler bize... Mustafa SUNASarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni/Esk.
Rabbímizin yarattığı, doğal dengenin ana unsurlarından, çok üreyen; o kadar da düşmanı çok olan bir hayvan. Hiç de sevimli gelmezler insanlara. Adı, lağımla anılır, veba hastalığıyla özdeşleşmişlerdir. Ev fareleri duvarları, tarla fareleri tarlaları, delik deşik ederler. Çok küçük deliklerden rahatlıkla geçerler, düz sayılabilecek yüzeylere bile kolayca tırmanabilirler. Sonuçta onlar, yaratan tarafından öğretilen programı uygularlar.Tarlalarda; toprağın altındaki mikro organizmaların ihtiyacı olan oksijenin ulaşması, lağımlarda tıkanan bölümlerin açılıp; atık suların, rahatça, insanlara problem olmadan akması görevini üstlenmişlerdir. Düşmanlarından, bazen çok iyi ölü numarası yaparak kurtulmayı başarırlar. Kent çocukları, fareyi, yalnızca çizgi filmlerde görmüşlerdir her halde!! Walt DİSNEY in, “Miki Fare”sini hatırlamayan yoktur; Walt DİSNEY; işsiz kalan, bir işe yaramayan, ressam kuruntusuyla düşünürken; karşısındaki duvar deliğinden çıkan farenin hareketlerini, ressam refleksiyle çizmeye başlamış, beyninde şimşekler çakmış, geliştirdiği fere figürleriyle çocukların kalbine girmiş ve tüm dünyada meşhur olmuştur. Hayatımızın tüm alanlarında gerekli olan bilgisayarlarımızın da ana parçalarından biri olmuştur fare. Evlerde depolarda zarar veren fareler için kapanlar kurulur, zehirli yemler konur. Çok ilginçtir ki; eğer yem büyük ve mesafe kısa ise yeme dokunmazlar. Yem küçük mesafe büyükse o yemi yerler. Onların dilinde, yemin büyük, mesafenin kısa olması, tuzak demektir, tehlike demektir. Fare demektedir ki: “Ey insan oğlu!! Önüne konan yem büyük, mesafe kısa ise; bil ki senin için tuzaktır, uzak dur! Yakalanırsın, yem olursun, yok olursun.” Kadın, para, lüks hayat, makam, şöhret nice insanların hayatını karartmıştır. Değerlileri, değersiz hale getirmiştir. Kazanılan başarıları yok etmiştir. Nice insanlar, yukarıdaki büyük yemlerle ele geçirilmiş; genç kızlar, gençliğinden olmuş, devlet başkanları, liderler koltuklarından edilmiştir. Değişik güçler, çıkarlarına, başarılarına, planlarına engel gördükleri şahıslar için kullana gelmişlerdir; yemi büyük- mesafeyi kısa tutma numarasını. Bu numarayı yutanlar, her halde farelerden ders almamış olsa gerek...! Bir soru daha; Fareler, yumurtayı kırmadan nasıl taşır? Çok kolay; biri yumurtayı kucağına alır, yumurta üstte, alta yatar; diğer bir fare de, kuyruğundan sürükleyerek götürürler. Böylece yumurtayı kırmadan yavrularının yanına taşımış olurlar. Haydi çözün bakalım! Fareler ne demek istediler bize... Mustafa SUNASarıcakaya İmam-Hatip Lisesi Meslek Dersleri Öğretmeni/Esk.